Zeki Velidi Togan, 10 Aralık 1890
tarihinde Başkurt ilinde İsterlitamak'a bağlı Küzen köyünde doğdu. Daha
ilk medrese tahsilini yaparken bir yandan da özel Rusça dersleri
alıyordu. Öğretmen olan annesinden Farsça öğrenmeyi de ihmal etmiyordu.
1902 yılında orta tahsil için Ütek'e bulunan dayısı Habib Neccar'ın
medresesine gitti. Buradaki öğrenimi sırasında Arapça dersler alarak dil
bilgisini geliştirdi.
1908'de köyünden kaçarak Kazan'a gelip burada özel dersler aldı. Bu
arada Katanov ve Aşmarin gibi bilginlerle tanıştı. 1909 yılında mezun
olduğu Kasımiye medresesine “Türk Tarihi ve Arap Edebiyatı Tarihi
Muallimi” oldu. 4 yıl süren bu öğretmenliği sırasında 1911 sonlarında
yayınladığı "Türk ve Tatar Tarihi" adlı kitabı sayesinde meşhur olmaya
başladı. Bu eserin iyi yankıları sayesinde Kazan Üniversitesi Arkeoloji
ve Tarih Cemiyeti'ne Aza seçildi.
1913'te Fergane'ye, 1914'te Buhara'ya araştırmalar yapmak için
gönderildi. Bu seyahat neticelerine ait hazırlamış olduğu raporlar başta
Petersburg Arkeoloji Cemiyeti olmak üzere Kazan ve Taşkent Arkeoloji
cemiyetleri mecmualarında yayınlandı. Bu arada Prof. Katanov'un şimdi
İstanbul Üniversitesi Türkiyat Enstitüsü'nün esas nüvesini teşkil edecek
olan kitaplarının Türkiye'ye gönderilmesine vesile oldu. Daha sonra Rus
Millet Meclisi Duma'da Ufa Müslümanlarının temsilcisi olarak bulunmak
üzere Petersburg'a gitti. Bilimsel çalışmalarına siyasî çalışmalarını da
eklemiş oluyordu.
Bu sırada Bolşevik ihtilâli patlak verince o da Türklerin durumunun
düzelmesi için mücadeleye girişti. Bolşevik İhtilâli'nden 22 gün sonra
29 Kasım 1917'de Başkurt ilinin muhtariyeti ilan edildi. Örenburg'u 18
Şubat 1918'de işgal eden Sovyetler onu tutukladılarsa da 7 Haziran'da
hapisten kaçtı. Başkurt hükümeti kurulduğunda Togan, Harbiye Nazırı
oldu. Bundan sonra Lenin, Stalin ve Troçki ile defalarca görüştü fakat
olumlu sonuç alamayınca Türkistan'a çekilip orada mücadeleye karar
verdi.
1920-23 yıllarında Türkistan'da amansız bir mücadeleye girişti ise de
başarılı olamadı. Basmacı Hareketi'nin içinde bulundu. Türkistan Millî
Birliği'nin kurucusu ve ilk başkanıdır. Paris, Londra ve Berlin'deki bir
çok Orta-Asya tarihçisi onunla çalışmak istemesine rağmen, devrin
Türkiye Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi, Fuat Köprülü, Rıza Nur,
Yusuf Akçura'nın istekleri sayesinde Türkiye'den davet aldı. 20 Mayıs
1925'te geldiği Türkiye'de Maarif Vekâleti Telif ve Tercüme Encümeni'ne
tayin edilmiştir. O zamanki Ankara'nın kitap açısından yetersiz olması
yüzünden kendi isteği ile İstanbul Darülfünun'u Türk Tarihi Müderris
Muavinliği'ne tayin edildi.
Bundan sonra İstanbul ve Anadolu kütüphanelerinde hummalı çalışmalarına
başladı. Fakat, 1932'de I. Türk Tarih Kongresi'nde tıp doktoru Reşit
Galip'in sunduğu Orta Asya'da iç deniz olduğu ve bunun sonradan kuruduğu
konusu hakkındaki tebliğini eleştirince, Togan aleyhine bir kamuoyu
oluştu. Kendisine takınılan bu kötü tutum üzerine ülkeyi terk etme
kararını verdi. 8 Temmuz 1932'de istifa ederek Viyana'ya gitti. 1935'te
doktora çalışmalarını bitirdikten sonra Bonn Üniversitesi'nde, 1938'de
Göttingen Üniversitesi'nde ders verdi. 1939'da Millî Eğitim Bakanı'nın
daveti üzerine tekrar Türkiye'ye geldi. İstanbul Üniversitesi'nde Umumî
Türk Tarihi Kürsüsü'nü kurdu.
İkinci Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru Türkiye'de Sovyetler aleyhine
faaliyet ve Turancılık suçundan tutuklanıp mahkeme edildi. 10 yıl hapse
mahkum edildiyse de Askerî Mahkeme kararı bozdu ve Togan beraat etti.
1948'de yeniden döndüğü üniversitedeki görevine ölümüne kadar devam
etti. 1951'de İstanbul'da toplanan XXI. Müsteşrikler Kongresi'ne
Başkanlık etti. Bu onun bilimsel alandaki şöhretini çok daha artırdı.
Zeki Velidi Togan, 26 Temmuz 1970'te İstanbul'da vefat etti.