Radyasyonun Bitkiler
Üzerindeki Etkileri
Radyasyon” kelimesi aslında çok farklı enerji seviyelerini kapsıyor.
Bunların içine iyonize edici olan ve olmayan tüm radyasyon formları
giriyor. İyonize edici formlar X ışınları, α-β ve δ ışınları ile
nötronları; iyonize edici özellikte olmayan formlar ise mikro dalgaları,
radyo dalgalarını ve mor ötesi ışınları içeriyor. Tüm radyasyon
formlarının, bitkiler veya tohumlar üzerinde çeşitli etkileri mevcut.
Bitkiler ve tohumlar, dünya üzerinde bulunan bütün canlı formları gibi
doğal radyasyona sürekli olarak maruz kalıyor. Bu nedenle de düşük dozda
radyasyonun belirgin bir olumsuz etkisinden söz edemeyiz. Ancak
radyasyonun dozu arttıkça, bazı yan etkiler görülmeye başlıyor.
Yüksek dozda iyonize edici radyasyon, tohum gelişimini ve filizlenmeyi
yavaşlatıcı bir etkiye sahip. Ayrıca bitkinin verimliliğini
azaltabiliyor ve çeşitli kromozom mutasyonlarına neden olabiliyor.
Köklerin meristem bölgesinin radyasyona maruz kalması durumunda ise,
yine büyümede gerileme görülüyor. Bunun nedeni, radyasyonun meristem
hücrelerinin sayısında azalmaya ve dolaylı olarak da gelişimin
gecikmesine yol açması.
Radyasyonun bitkiler üzerindeki etkileri üzerinde yapılmış olan en
kapsamlı çalışma, 1950-60’lı yıllarda Brookhaven’da, Arnold Sparrow
yürütücülüğünde gerçekleşmiş. Radyoaktif kobalt ile yapılan çalışmalar
sonucunda, δ ışınlarının bitkilerde büyümeyi olumsuz etkilediği ortaya
koyulmuş. Bu çalışmalar sonucunda ayrıca, bitkinin radyasyondan
etkilenme seviyesinin içerdiği DNA miktarı ile doğru orantılı olduğu da
bulunmuş. Oransal olarak daha fazla DNA miktarına sahip olan bitkilerin
radyasyon toleransının daha yüksek olduğu, aynı sene Sparrow tarafından
açıklanmış.
Tüm canlılarda olduğu gibi, bitkilerde de genç formlar daima radyasyona
karşı daha hassas. Bu nedenle, bitkinin gelişim evresine göre radyasyon
etkileri de artış gösterebiliyor. Örneğin farklılaşması tamamlanmamış
olan dokular, radyasyondan daha fazla etkileniyor.
Dünya sağlık örgütü tarafından yürütülen bir uygulamada ise, bitki
üzerindeki patojenleri öldürecek ancak bitkinin kendisine zarar
vermeyecek dozda radyasyondan yararlanılıyor. Bu sayede, bitki
filizlerinin çiğ olarak tüketilmesinden kaynaklanan besin zehirlenmeleri
indirgeniyor.