Bu okulun
ilk temsilcisi olan Thales M.Ö. 624 yılında doğmuş ve M.Ö. 548 yılında
ölmüştür. Varlıklı bir tacirdi. Yunanlı yedi bilgeden birisi olarak
kabul edilmekteydi. Thales ile ilgili şu hikaye kayıtlara geçmiştir.
Lidyalılarla Persler arasında uzun süren bir savaş sırasında, 28 Mayıs
585 tarihinde, Güneş'in tutulacağını önceden bildirmiş ve bu olaydan çok
etkilenen iki kral derhal bu savaşa son vermişlerdir. Bu hikaye, ilk
bakışta inanılmaz gibi görünmekteyse de, şu noktayı göz ardı etmemek
gerekir: Babilliler, Güneş tutulmasını önceden bildirme olanağını veren
Saros Periyodu'nu biliyorlardı. Söylendiğine göre, Thales Mısır'a
gittiğinde bunu öğrenmişti. Ayrıca Mısır'da 603 yılındaki Güneş
tutulmasını ya bizzat görmüş ya da Mısırlılardan işitmişti. 18 yıl 11
gün sonra, başka bir tutulmanın daha olacağı hesaplanabilirdi ve bu
tutulma da 585 yılına rastlıyordu.
İlk Yunan matematikçisi Thales'tir. Proklos, Thales'e ilişin olarak
şunları söyler :
"İlk önce Mısır'a gitti ve bu çalışmaları (geometriyi) Yunanlılara
tanıttı. Bizzat kendisi, pek çok temel önerme keşfetti; diğer
prensiplerin ışığı altında, onları kendisinden sonra gelenlere öğretti.
Onun yöntemi daha genel (daha kuramsal ve daha bilimsel), diğerlerinin
yöntemleri ise daha emprikti."
Thales'le birlikte geometri ilk defa dedüktif (yani tümdengelimsel) bir
bilim dalı haline geldi. Buna ilişkin olarak Plutarkos, Yedi Bilge adlı
yapıtında şunları söyler :
"Görünen şudur ki Thales, aklıyla pratik yararın ötesine geçip, akıl
yürütmeye girişenlerden birisidir. Geri kalanlar aklın ününü, politikada
arayanlardır."
Thales'in bir piramidin yüksekliğini nasıl ölçmüş olduğuna ilişkin
söylentiler çok değişiktir. Bunlardan en yalını Aristoteles'in bir
öğrencisi olan Hieronymus'a aittir. Onun açıklamaları, Diogenes Laertius
tarafından şöyle anlatılır :
"Hieronymus, Thales kendi gölgesinin, kendi boyuna eşit olduğu anda,
piramidin gölgesini ölçerek yüksekliğini bulmuştur demektedir."
Bu yaklaşımıyla, Thales bir cismin gölgesinin, kendi boyuna eşit olduğu
bir anda, diğer bütün cisimlerin gölgelerinin de, kendi boylarına eşit
olacağı sonucuna ulaşmış oluyordu. Thales'in kullandığı bu yöntem,
Mısırlıların kullandıkları se get hesabından başka bir şey değildir. Bu
yöntem 57 numaralı Ahmes papirüsünde açıklanmıştır.
Thales, bir geminin kıyıdan ne kadar uzak olduğunun ölçülmesi ile de
ilgilenmiştir. Bu ölçümü, iki dik üçgenin kenarları arasındaki orantıdan
yararlanarak yapmıştır. B, şekildeki (şekil 4) kulenin tabanı, C ise
gemi olsun. Bir kimse kulenin tepesinde, elinde birbirini dik açıyla
kesen bir araç bulundursun. Onun bir kenarı olan AD, Yer'e dik bir
konumda bulunsun. AE kenarı ise gemi yönünde olsun. Sonra öyle bir
gözlem noktası saptansın ki, bu noktadan C gemisi görülebilsin. AC
doğrusu, E noktasında, aracın yatay kolunu keser. AD = 1, DE = m ve BD =
h denilecek olursa, BC doğrusu, yani geminin karaya olan uzaklığı, BC =
(h * 1) . m / 1 olur.
(Thales teoremi uygulanarak BCE=ADB, BC = (AD / DB). DE elde edilir.)
Aşağıdaki geometrik öneriler ona atfedilmektedir :
1. Yarıçap, daireyi iki eşit parçaya böler.
2. İkizkenar bir üçgenin tabanına komşu olan açılar eşittir.
3. İki doğru kesiştiğinde karşıt açılar eşittir.
4. Yarım daireyi gören açılar diktir.
5. İkişer açısı ve birer kenarları eşit olan üçgenler birbirlerine
eşittir.
Thales, eşit açı yerine benzer açı deyimini kullanmaktadır; bundan da
açıyı nicel bir büyüklük olarak değil, bir şekil olarak düşündüğü sonucu
çıkmaktadır.
Bunların kanıtlamalarını yapabiliyor muydu? Eşit oldukları sonucuna
nasıl ulaşmıştı? Bu soruların yanıtını bulmak olanaksızdır. Ancak
tarihte geometrik önerilerin gerekliliğine inanan ilk kişi Thales'tir.
Thales aynı zamanda astronomiyle de ilgilenmiş ve tarih kitaplarına ilk
Yunan astronomu olarak geçmiştir. Gökyüzündeki yıldızları gözlemlerken
bir kuyuya düştüğünü herkes bilir. 28 Mayıs 585 yılında gerçekleşen
Güneş tutulmasını daha önceden tahmin etmiş olmasına rağmen, Yer'in bir
disk biçiminde olduğunu düşündüğünden, Ay ve Güneş tutulmalarının
nedenlerini bilmesi olanaksızdı.
Mısırlılardan yılın 365 gün olduğunu öğrenmişti. Kuzey yönünün
bulunmasında Küçük Ayı'nın kullanılabileceğini biliyordu ve Yunan
gemicilerine Küçük Ayı takım yıldızını gözlemleyerek seyahat etmelerini
önermişti. Nitekim denizci bir millet olan Fenikeliler de Büyük Ayı'yı
kullanıyorlardı.
Thales her şeyin aslının su olduğunu söylüyordu; su, katı, sıvı ve gaz
olmak üzere üç durumda bulunabilirdi. Suyun olmadığı yerde hayatın da
olmayışı, bu maddenin aslî oluşunun en güçlü kanıtlarından biriydi.
Thales, bu görüşleri ve Homeros'un hikayelerini bir yana bırakan
gözlemsel düşünceleri nedeniyle bilimin doğuşunda önemli bir rol
oynamıştır.
Aristoteles'e göre, Thales, mıknatısın demir tozlarını çekmesi nedeniyle
canlı olduğuna inanıyordu. Nasıl bir yorum getirirse getirsin,
mıknatıstan söz eden ilk kişi de Thales'ti.