FrmCafe
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


      FrmCafeHoşgeldiniz :
En son ziyaretiniz : Perş. Ocak 01, 1970
Mesaj Sayınız : 0

 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
En iyi yollayıcılar
Programcı
Seyyit Ahmet Arvasi Vote_lcapSeyyit Ahmet Arvasi Voting_barSeyyit Ahmet Arvasi Vote_rcap 
Draquinq
Seyyit Ahmet Arvasi Vote_lcapSeyyit Ahmet Arvasi Voting_barSeyyit Ahmet Arvasi Vote_rcap 
xxReDoLxx
Seyyit Ahmet Arvasi Vote_lcapSeyyit Ahmet Arvasi Voting_barSeyyit Ahmet Arvasi Vote_rcap 
Dj Güray
Seyyit Ahmet Arvasi Vote_lcapSeyyit Ahmet Arvasi Voting_barSeyyit Ahmet Arvasi Vote_rcap 
kortel
Seyyit Ahmet Arvasi Vote_lcapSeyyit Ahmet Arvasi Voting_barSeyyit Ahmet Arvasi Vote_rcap 
AnyCooL
Seyyit Ahmet Arvasi Vote_lcapSeyyit Ahmet Arvasi Voting_barSeyyit Ahmet Arvasi Vote_rcap 
estonya
Seyyit Ahmet Arvasi Vote_lcapSeyyit Ahmet Arvasi Voting_barSeyyit Ahmet Arvasi Vote_rcap 
KinqCommando
Seyyit Ahmet Arvasi Vote_lcapSeyyit Ahmet Arvasi Voting_barSeyyit Ahmet Arvasi Vote_rcap 
kaharamanlar
Seyyit Ahmet Arvasi Vote_lcapSeyyit Ahmet Arvasi Voting_barSeyyit Ahmet Arvasi Vote_rcap 
zargonx041
Seyyit Ahmet Arvasi Vote_lcapSeyyit Ahmet Arvasi Voting_barSeyyit Ahmet Arvasi Vote_rcap 
En son konular
» Knıght Online Oynayanlar...
Seyyit Ahmet Arvasi EmptyÇarş. Haz. 30, 2010 11:27 pm tarafından kortel

» Domuz
Seyyit Ahmet Arvasi EmptySalı Haz. 29, 2010 10:31 pm tarafından xxReDoLxx

» 3 Dakika Önce
Seyyit Ahmet Arvasi EmptySalı Haz. 29, 2010 10:31 pm tarafından xxReDoLxx

» Bir Çanak Ayran
Seyyit Ahmet Arvasi EmptySalı Haz. 29, 2010 10:27 pm tarafından xxReDoLxx

» Arka Kapı
Seyyit Ahmet Arvasi EmptySalı Haz. 29, 2010 10:26 pm tarafından xxReDoLxx

» Nereden anladın
Seyyit Ahmet Arvasi EmptySalı Haz. 29, 2010 10:26 pm tarafından xxReDoLxx

» Yesekmi?
Seyyit Ahmet Arvasi EmptySalı Haz. 29, 2010 10:25 pm tarafından xxReDoLxx

» No.160
Seyyit Ahmet Arvasi EmptySalı Haz. 29, 2010 10:24 pm tarafından xxReDoLxx

» Ödül
Seyyit Ahmet Arvasi EmptySalı Haz. 29, 2010 10:22 pm tarafından xxReDoLxx

Zirve100

Zirve100 Toplist
Alexa

 

 Seyyit Ahmet Arvasi

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Draquinq
Administrator
 Administrator
avatar


<b> Mesaj Sayısı </b> Mesaj Sayısı : 209
<b> Tecrübe Puanı </b> Tecrübe Puanı : 8659
<b> Rep </b> Rep : 1012

Seyyit Ahmet Arvasi Empty
MesajKonu: Seyyit Ahmet Arvasi   Seyyit Ahmet Arvasi EmptySalı Haz. 22, 2010 1:28 am

Seyyit
Ahmet Arvasi

S. Arvasi ve Türk Milliyetçiliği

15 Şubat 1932 Pazartesi günü Ağrı ilinin Doğubayazıt İlçesinde doğan
Seyyid Ahmed Arvasî, ailece Van'ın Müküs (Bahçesaray) ilçesine bağlı,
Arvas (Doğanyayla) köyündendir. Babası Gümrük Müdürlüğü'nden emekli
Abdulhakim Efendi, annesi Cevahir Hamm'dır.

Ailenin altı çocuğundan birincisi olan S.Ahmed Arvasî, ilk öğrenimini
Van'da başlayıp Doğubayazıt'ta tamamlamıştır. Orta okulu Erzurum'da
bitiren Arvasî, lise öğrenimine Erzurum Erkek Öğretmen okulu'nda
başladı, Erciş Öğretmen Okulu'nda bitirdi. 1952 yılında Konya'nın
Doğanbeyli Nahiyesi'de ilkokul öğretmeni olarak göreve başladı. Yurdun
çeşitli yerlerinde öğretmenlik görevini sürdüren Arvasî, Ankara Gazi
Eğitim Enstitüsü Pedegoji Bölümünü 1958 yılında tamamlayarak çeşitli
eğitim enstitülerinde pedegoji öğretmenliği yaptı. 1978 yılında İstanbul
****** Eğitim Enstitüsü'nden 24 arkadaşıyla birlikte siyasi amaçlar
için sürgün edilen Arvasi 1979 yılında emekli olmak zorunda kaldı. Aynı
yıl Milliyetçi Hareket Partisi Olağan Kongresi'nde Genel İdare Kurulu
Üyesi sıfatıyla aktif siyasete atıldı.

12 Eylül 1980 ihtilalinde Mamak zindanlarında çile dolduran S. Ahmed
Arvasî ilk kalp krizini burada geçirdi. Daha sonra bu olayı Alparslan
Türkeş şöyle anlatıyor: "Tutukevinde geçirdiği kalp rahatsızlığı
dolayısıyla Ankara mevki hastanesi'ne kaldırıldı. O gün, daha dün gibi
hatırımdadır. Görevliler kendisini hastaneye gitmesi için aşağıya
indirdiler. Biz, yukarıda kalmıştık. Odamın penceresinden dış kapının
açıldığı merdivenleri görebiliyordum. Arvasî hocamızı hastaneye
götürecek cankurtaran henüz gelmemişti. Ayakta bekleyecek hali yoktu,
bitkin bir vaziyette taş merdivenlere oturarak cankurtaranın gelmesini
bekledi. Yukarıdan askerlere seslendim. Bir binbaşı çıktı. Kendisine
Arvasî Bey'in rahatsız olduğunu, bir sandalye getirilmesi için emir
buyurulmasını rica ettim. Bu ricamdan sonra bir sandalye getirdiler.
Daha sonra cankurtaran geldi ve uzaktan birbirimize el sallayarak
ayrıldık, vedâlaştık."

Bu tarihten sonra da inandığı ve uğruna bağım koyduğu Türk-İslâm
dâvasını insanlarımıza anlatmayı sürdüren S. Ahmed Arvasî 31 Aralık 1988
tarihinde daktilosunun bağında iken Hakk'a yürüdü.

Kısaca hayat hikayesini anlattığımız S. Ahmed Arvasî'nin verdiği kutsal
milli mücadeleyi ve geride bıraktığı ciltler dolusu eserlerini aktarmak
ve anlatmak bu kısa makalede, hiç de kolay değildir. Yine de onun büyük
bir içtenlikle son nefesine kadar tavizsiz bir şekilde savunduğu
Türk-İslâm Ülküsüdavasına rengini veren temel düşüncelerine ana
başlıklar halinde değinmeye çalışalım.

O Bir Türk Milliyetçisi İdi

Seyyid, yani Hz. Muhammed (s.a.v)'in soyundan olması nedeniyle ecdadı
aslen Arap olan Arvasî'nin, kaynağını Türk-İslâm Ülküsü'nden alan bir
Türk milliyetçisi olması üzerinde önemle durulması gereken bir konudur.
Böyle bir şuurlanmanın altında yatan olgun idrâk gücü onun ailesinden
gelen Muhammedi asaletten kaynaklansa gerektir. Bu asaletin nurlu
izlerini şu tarihi olayda bulmak mümkündür: Osmanlı'nın dağılma
döneminde, müritleriyle birlikte Suriye üzerinden Arabistan'a giden
Abdulhakim Arvasî'ye oranın ileri gelenleri, kendisine medrese
yapacaklarını ve her türlü imkânı sağlayacaklarını taahhüt ederek
Arabistan'da kalmasını istemişlerdi. "Osmanlı zâten öldü, Türk diye bir
şey kalmamıştır." denilince, Abdulhakim Arvasî Hazretlerinin sinirlenip:
"Dünyada iki Türk kalsa birisi benim" diyerek, ömrünün sonuna kadar
Müslüman Türk'ün dâvasına sahip çıkacağını ifâde etmesi dikkate
şayandır."

Böyle soylu bir ailenin çocuğu olan S. Ahmed Arvasî kendisini şöyle
tanımlıyor:

"Ben, İslâm imân ve ahlâkına göre yaşamayı en büyük saadet bilen, büyük
Türk milletini iki cihanda aziz ve mesut görmek isteyen ve böylece
İslâm'ı gaye edinen Türk milliyetçiliği şuuruna sahibim.

İnanıyorum ki, hem Türk, hem müslüman olmak, hem de muasır dünyaya
öncülük etmek mümkündür. Ecdadımız bütün tarihleri boyunca bunu
denediler ve başarılı oldular. O halde bizler niye bu tarihi misyonumuzu
yerine getirmeyelim.

S. Ahmed Arvasî bazı sözde İslamcılar gibi Türk tarihinin sâdece son bin
yılını kabul edip geri kalan binlerce yılık islâm öncesi mazimizi kör
bir taassuba kapılıp reddetmedi. O şuurlu bir Türk milliyetçisi olduğu
için Türk töresini, Türklüğün sembolü Bozkurt'u hiç bir ön yargıya
kapılmadan kabul ve tasdik etmiş, her fikir ve fiili islâmi süzgeçten
geçirerek her şeyi yerli yerine oturmasını bilmiştir. Bu konularda o
şunları söylemektedir:

"...Kısaca belirtirsek, Türk milleti, geniş bir tarihi tecrübeye, büyük
ve zengin bir kültür hazinesine sahip bulunmakla "milli töresini" bu
güçlü zemin üzerinde kurmuş bulunmaktadır. Türk töresi, âlemşümul ahlâkî
ideâlleri bünyesinde toplayan "pratik bir ahlâk ve hukuk nizamı"
durumundadır. Hele, en az bin yıldan beri İslâm'ın şanlı aydınlığında
yıkanan, olgunlaşan ve arman Türk töresi, bütün insanlığı mutluluğa
çıkaracak 'âlemşümul' bir nizam durumuna gelmiş bulunmaktadır."

"Hiç bir zaman Türk'ün totemi olmamış olan Bozkurt, coğrafyamızın
kültürümüze kazandırdığı bir motiftir" diyen Arvasî Türk
milliyetçiliğini "ırkçı" olmakla suçlayan câhillere şöyle seslenir:

"Türk milliyetçiliği, politikasını biyolojik ırkçılık üzerine kurmayı
reddetmekle beraber, içtimaî ırk gerçeğini inkâr ve ihmâl etmemelidir.

İçtimaî ırk, biyolojinin konusu değildir, sosyolojinin konusudur. Bir
milleti teşkil eden fertlerin, ailelerin, sınıf ve tabakaların soy
birliği şuurudur. Ortak bir şuur tarzında beliren mensubiyet duygusunun
ve kan birliği şuuru biçiminde duyulmasıdır. Zâten biyolojik verasetin
yanında, ortak kültür, ortak coğrafya, ortak hayat tarzı ve ortak
mücâdeleler, bir milletin fert ve tabakalarını hem ruhî, hem de fizik
bakımından bir birine yaklaştırır." (...)

"Kimse biyolojik verasetini tâyin irâdesine sahip değildir. Ama içtimaî
ırk tercihe açıktır. Aynı tarihe, aynı kültüre, aynı din ve ülküye sahip
olan insanlar arasında kan ve soy birliği şuurunun güçlenmesine yol
açar." (...) " Türk milliyetçisi, Türk içtimaî ırkını benimser, sever ve
sevdirirken ailelerini de bu espiri içinde kurmaya çalışır.
Kozmopolitlikten hoşlanmaz. Bununla beraber, başka içtimaî ırkları da
Allah'ın bir âyeti olarak değerlendirir."

Türk milletinin kurtuluşunu ve ayağa kalkarak İslâm'ın sancaktarlığını
yapmasını, tekrar Nizâm-ı Alem'i gerçekleştirmesini Türk-İslâm
Ülküsü'nde gören S.Ahmed Arvasî Türk milliyetçilerinin bu doğrultuda
öncelikli olarak yapmaları gerekenleri "Neden Türk-İslâm Ülküsü"
başlıklı yazısında şöyle açıklıyor:

"Neden, şu veya bu ad altında toplanmayı değil de, 'Türk-İslâm Ülküsü'ne
bağlanmayı savunuyoruz?

Biz iddia ediyoruz ki, emperyalizm, Türk ve İslâm dünyasını yutmak için
en az iki asırdan beri korkunç bir tertibin içindedir. Bir taraftan
kültür emperyalizmi ile vatan çocuklarını din ve milliyetine
yabancılaştırarak kendi emellerine hizmet edecek kadrolar hazırlamakta,
diğer taraftan din ve milliyet duygularını, her şeye rağmen terk etmeyen
çocuklarımızı da bir birine düşürmeyi planlamaktadır. (...) " Düşman,
karşısındaki güçleri parçalayarak, onları birbirine düşürerek, kolay
yutulur lokmalar durumuna sokmak ister. Meselâ, sanki bir insan, hem
dindar, hem milliyetçi, hem medeniyetçi olamazmış gibi, bu değerleri
birbirine zıt programlar durumuna sokarak, hiç yoktan çatışan güçler
meydana getirir. Bu oyunlarını, o kadar ustaca plânlarlar ki,
tertiplerini anlamak için bazen olayların üzerinden elli veya yüz yıl
geçmesi gerekiyor." (...) " O hâlde, Türk milliyetçisine düşen iş, bütün
varlığı ile bu oyunu bozmak olmalıdır. Bu ülkede, sunî olarak güya
Türkçü ve güya İslamcı cepheler meydana getirmek isteyen hain ve kahpe
oyunların karşısına, bir Müslüman Türk olarak ve tarihine yaraşır
biçimde çıkmalıdır.

Bunun için, Türk-İslâm kültürüne, Türk-İslâm medeniyetine, Türk-İslâm
Ülküsü'ne bağlı, Türklük şuur ve vakarına, İslâm aşk ve aksiyonuna
sahip, Türklüğü bedeni, İslâmiyet'i ruhu bilen, milletini teknolojik
hamlelerle dünyanın bir numaralı devleti yapmak özlemi ile çırpınan,
dünya Türklüğü'nün, İslâm dünyasının ve bütün mazlum milletlerin ümidi
olamaya namzet bir gençlik yetiştirmekten başka çâremiz yok.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://frmcafe.yetkinforum.com
 
Seyyit Ahmet Arvasi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
FrmCafe :: Kültür & Sanat & Tarih :: Biyografiler :: P-R-S-T-U-
Buraya geçin: