FrmCafe
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


      FrmCafeHoşgeldiniz :
En son ziyaretiniz : Perş. Ocak 01, 1970
Mesaj Sayınız : 0

 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
En iyi yollayıcılar
Programcı
Uluğ Bey Vote_lcapUluğ Bey Voting_barUluğ Bey Vote_rcap 
Draquinq
Uluğ Bey Vote_lcapUluğ Bey Voting_barUluğ Bey Vote_rcap 
xxReDoLxx
Uluğ Bey Vote_lcapUluğ Bey Voting_barUluğ Bey Vote_rcap 
Dj Güray
Uluğ Bey Vote_lcapUluğ Bey Voting_barUluğ Bey Vote_rcap 
kortel
Uluğ Bey Vote_lcapUluğ Bey Voting_barUluğ Bey Vote_rcap 
AnyCooL
Uluğ Bey Vote_lcapUluğ Bey Voting_barUluğ Bey Vote_rcap 
estonya
Uluğ Bey Vote_lcapUluğ Bey Voting_barUluğ Bey Vote_rcap 
KinqCommando
Uluğ Bey Vote_lcapUluğ Bey Voting_barUluğ Bey Vote_rcap 
kaharamanlar
Uluğ Bey Vote_lcapUluğ Bey Voting_barUluğ Bey Vote_rcap 
zargonx041
Uluğ Bey Vote_lcapUluğ Bey Voting_barUluğ Bey Vote_rcap 
En son konular
» Knıght Online Oynayanlar...
Uluğ Bey EmptyÇarş. Haz. 30, 2010 11:27 pm tarafından kortel

» Domuz
Uluğ Bey EmptySalı Haz. 29, 2010 10:31 pm tarafından xxReDoLxx

» 3 Dakika Önce
Uluğ Bey EmptySalı Haz. 29, 2010 10:31 pm tarafından xxReDoLxx

» Bir Çanak Ayran
Uluğ Bey EmptySalı Haz. 29, 2010 10:27 pm tarafından xxReDoLxx

» Arka Kapı
Uluğ Bey EmptySalı Haz. 29, 2010 10:26 pm tarafından xxReDoLxx

» Nereden anladın
Uluğ Bey EmptySalı Haz. 29, 2010 10:26 pm tarafından xxReDoLxx

» Yesekmi?
Uluğ Bey EmptySalı Haz. 29, 2010 10:25 pm tarafından xxReDoLxx

» No.160
Uluğ Bey EmptySalı Haz. 29, 2010 10:24 pm tarafından xxReDoLxx

» Ödül
Uluğ Bey EmptySalı Haz. 29, 2010 10:22 pm tarafından xxReDoLxx

Zirve100

Zirve100 Toplist
Alexa

 

 Uluğ Bey

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Draquinq
Administrator
 Administrator
avatar


<b> Mesaj Sayısı </b> Mesaj Sayısı : 209
<b> Tecrübe Puanı </b> Tecrübe Puanı : 8659
<b> Rep </b> Rep : 1012

Uluğ Bey Empty
MesajKonu: Uluğ Bey   Uluğ Bey EmptySalı Haz. 22, 2010 1:27 am

Dünyaca ünlü Türk matematikçisi ve astronomi bilgini olan
hükümdardır. 22 Mart 1395 tarihinde Semerkant'ta doğdu. Timurlenk'in
torunlarından olup hükümdar Muînüddin Şah Ruh'un oğludur. Asıl adı
Mehmet Torgay'dır.
13 yaşında iken Horasan ve Maveraünnehir eyaletlerine hakan naibi oldu.
1446 yılında babasının ölümü üzerine hükümdar oldu. Saltanat yılları
sırasında matematik ve astronomi ile yakından ilgilendi. Astronomiye ait
tablosu yıllar sonra İngiltere ve Fransa'da basıldı. 1449 yılında
kendisine isyan eden oğlu Abdüllatif Mirza tarafından 54 yaşında iken
öldürüldü.

Uluğ Bey, babası Şah Ruh ölünce, 1446’da hükümdar oldu. İlk işi
olarak devletini güçlendirerek ülkesini parçalanmaktan kurtardı.
Uluğ Bey hakan olunca, Osmanlı Devleti ile münasebetlerini sıklaştırmaya
ve geliştirmeye gayret etti. İki Türk ülkesi arasında elçiler, bilim
adamları gidip gelmeye başladı. O, savaştan çok kendisini bilime adamış
bir hükümdardı. Sarayına zamanın bilginlerini topladı ve onları korudu.
İnceleme için Çin’e kadar heyetler gönderdi. Uluğ Bey Semerkant’ta bir
medrese, bir de rasathane yaptırdı. Astronomi ilminin gelişmesine
çalıştı. Bu rasathane orta çağdaki astronomi bilgisini en yüksek düzeye
ulaştırdı.
Uluğ Bey, tarihe adını “Asya Fâtihi” diye yazdıran Büyük Cihangir
Timurlenk'in öz torunuydu. Ama dedesinin askerlik ve savaşçılık
açısından hiçbir huyu onda görülmüyordu. Dedesi, çolak eli ve topal
bacağına rağmen, at üzerinde kılıç sallayıp, ülkeler fethetmişti. Fakat,
Uluğ Bey'in yeryüzünde bir karış toprak bile fethetmek gibi bir
ihtirası yoktu. Onun bütün merak ve hevesi, yeryüzünde değil,
gökyüzündeydi. Ülkeler fethetmekten ziyade, gökyüzü âleminde
araştırmalar yapmayı, gök kubbenin sırrını çözmeye çalışmayı tercih
ediyordu.
Uluğ Bey'in ilim adamı oluşunda, yaradılışının büyük rolü olduğu kadar,
babası şah Ruh'un da büyük payı vardı. Çünkü, Şah Ruh, güzel sanatlara
hayran bir kişiydi. İlme ve bilginlere büyük değer verirdi. Onun
Horasan'ın başkenti olan Meşhed'de yaptırdığı cami bir şaheserdi.
Uluğ Bey de, Herat'ta güzel bir köşk yaptırmış, bu köşkün duvarlarını ve
tavanlarını, birer sanat âbidesi niteliğindeki tablolarla süsletmişti.
İktidarı döneminde, Başta Semerkant ve Buhara olmak üzere tüm ülke, Türk
mimarisinin seçkin eserleriyle donatıldı.
Fen bilimleri ve astronomiye merakı, ileride kendisini, dünya tarihinin
en büyük astronomlarından biri haline getirdi. İlim adamlığı yanında
devlet adamlığı vasfı da yüksek olan Uluğ Bey, Semerkant’ta 38 yıl
hükümdarlık yaptı. Bir akademi haline getirdiği sarayı, devrin meşhur
alimlerinin toplanıp bilimsel tartışmalar yaptığı ve eserler hazırladığı
bir mekan oldu.
Matematikçi, astronom, tarihçi ve şair olan Uluğ Bey, Mesud el-Kâşî,
Bursalı Kadızade Rûmî, Ali bin Muhammed (Ali Kuşçu) gibi bilginleri
sarayına topladı. Semerkant medrese ve rasathanesini büyüttü ve yeni
aletlerle donattı.
Uluğ Bey zamanında yeni astronomi aletleri yapılmış, eski aletler
geliştirilmişti. IX. ve X. yüzyılda bir usturlab ile ancak 43 işlem
yapılırken, Uluğ Bey zamanında geliştirilen usturlab, 1000’den fazla
işlem yapıyordu. Uluğ Bey’in usturlabının çapı 40 metre idi.
Uluğ Bey, bu arada gökyüzünün bir de haritasını yapmayı başarmıştı. Bu
gökyüzü haritası, kendisinden sonra gelecek nesillere astronomi
çalışmalarında ışık tutacak, onlara rehber olacaktı.
Uluğ Bey, astronomi çalışmalarının temelini teşkil eden trigonometri
ilmi üzerinde de geniş çalışmalar yaptı. Kendisinden önceki Doğu ve Batı
dünyasının tahmini bilgilerini bir kenara bırakıp, bilimsel esasları
tespit ederek, trigonometride yeni bir araştırma yolu açtı. Dünya onu,
astronomi alanındaki eseriyle tanıdı. Semerkant’taki rasathanesinde
yapılan çalışmalar, bugünkü astronomiye hala ışık tutmaktadır
Zîc-i Ulûgî denilen cetveli, diğer ilmî eserleri ve rasatları,
akademiden farkı olmayan sarayındaki çalışmalarının sonucudur. Zîc-i
Ulûgî, diğer adı “Gûrgânî Takvimi” olan bu cetvel, o devrin ilmî
esaslara dayanan yegâne takvimi sayılmaktadır.
Bu eser, daha önce yazılan ‘zîc’lerin yanlışlarını düzeltiyor ve
yıldızların hareketini daha mükemmel gösteriyordu.Zîc-i Ulûgî, 1655
yılında İngiltere'de Oxford şehrinde İngilizce, 1853’te de Fransızca
olarak basıldı. Daha sonra da çeşitli dillere tercüme edildi. Batı bilim
dünyası, Uluğ Bey’e “XV. yüzyıl Astronomu” unvanını layık görürken,
Milletrerarası Astronomi Derneği de Ay yüzeyindeki bir kratere onun
adını verdi. Beş ülkenin astronomlarından ve özellikle Ay’a uydu
gönderen ülkelerin uzmanlarından oluşan bir komisyonun hazırladığı Ay
Haritasında, üç Türk astronomunun adları da yer alır. Büyük bir kratere
Uluğ Bey adı verilmiştir. Ay atlasında adları bulunan diğer iki Türk
bilgini, Bîrûnî ve Nasireddîn Tûsî’dir.
Kozmografya konusunda yazdığı bir kitap da günümüze kadar, birçok ilmî
araştırmalara kaynak olmuştur. Tarihin en âlim olduğu kadar en âdil bir
hükümdarı olarak da tanınan Uluğ Bey, aynı zamanda kötü talihli bir
hükümdardı. Oğlu Abdüllatif Mirza, babasına baş kaldırmış ve gözünü
tahta dikerek işi bir iç savaşa kadar götürmüştü. Bu savaşta ağırlığını
ortaya koyan Uluğ Bey, oğlu Abdüllatif Mirza kumandasındaki âsileri
yenmeyi başarmıştı. Bu iç savaş sonunda Abdüllatif Mirza da esir
düşmüştü. Uluğ Bey, dedesi Timurlenk gibi katı yürekli bir insan
değildi. Asi evlâdını bağışladı, kendisine nasihatte bulundu. Bu konuda
bir hükümdar olarak değil de, yüreği evlât sevgisiyle dolu hassas bir
baba olarak düşünmüş ve ona göre hareket etmişti.
Fakat oğlu Abdüllatif Mirza, o iyi yürekli, âlim ve kâmil babanın oğlu
değilmiş gibi, Uluğ Bey ile taban tabana zıt karakter taşıyan bir
insandı. Babasına baş kaldırıp yenilmesinden sonra, onun verdiği manevî
dersi alamamıştı. Serbest kalır kalmaz derhal yeni bir darbenin
hazırlıklarına koyuldu. Bu kez geçen seferkinden daha kuvvetli bir ordu
toplayıp başarı kazanmak için ne gerekirse yaptı. Ve bütün
hazırlıklarını tamamladıktan sonra babası Uluğ Bey'e tekrar baş kaldırdı
ve onun üzerine tekrar saldırdı.
Bu ikinci iç savaşta şans hiç de Uluğ Bey'e gülmedi. Doğrusunu söylemek
gerekirse, affettiği oğlunun kendisine karşı yeniden bir hücuma
girişeceğine ihtimâl vermiyordu âlim baba.Uluğ Bey fena halde gafil
avlanmıştı. Emrindeki kuvvetler yenildi. Her şey tamamen tersine
gelişti; bu kez 54 yaşındaki baba, âsi oğlunun eline esir düştü.Uluğ
Bey, oğluna göstermiş olduğu anlayış ve merhameti ne yazık ki ondan
göremedi. İsyankâr evlât, savaşın galibi kumandan olarak, babasını 25
Ekim 1449 tarihinde ölüme mahkûm etti.

Dünyanın en ünlü matematikçisi ve astronomi bilgini olan Uluğ Bey,
bir hükümdardan ziyade bir baba için en acı son ile hayatını kaybetti ve
dedesi Timur Han’ın yanına defnedildi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://frmcafe.yetkinforum.com
 
Uluğ Bey
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
FrmCafe :: Kültür & Sanat & Tarih :: Biyografiler :: P-R-S-T-U-
Buraya geçin: