HAYATI
1879 yılında doğan Yusuf Akçura, 1803 yılında İstanbul'a gelmiştir.
Onbeş yıl İstanbul'da kalmıştır. 1896 yılında Erkan-ı Harbiye'ye giren
Akçura, Jön Türk faaliyetlerine katıldığı için tutuklanmış ve okuldan
bir süre uzaklaştırılmış, Trablusgarp'a gönderilmiştir. Arkadaşı Ferit
Tek'le birlikte kaçarak Paris'e gitmiş, orada Ecoie Libre deş Sciences
Politiques'te eğitimini sürdürmüştür.
1903 yılında Rusya'ya dönmüş ve ünlü "Üç Tarz-ı Siyaset" makalesini
yazmış ve 1904'te yayınlamıştır. 1905 Rus Devrimi'nden sonra "Kazan
Muhabiri" adıyla bir gazete çıkarmış ve Alimcan Barudi'nin yönetimindeki
Türk Okulu'nda tarih dersleri vermiştir.
"Rusya Müslümanları İttifakı" isimli siyasal partinin kurucuları
arasında yer almıştır. 1908 yılında İstanbul'a gelmiştir. Harbiye ve
Mülkiye'de hocalık yapmış, Kurtuluş Savaşı'na katılmış, İstanbul ve Kars
milletvekilliği yapmış, Hukuk Fakültesi'nde ders vermiş, Türk Tarih
Kurumu Başkanlığı yapmış ve 11 Mart 1935'te ölmüştür.
Yusuf Akçura'nın en önemli makalesi "Üç Tarz-ı Siyasettir. Bu
makalesinde Pan Türkçülüğü Önerir.
Rusya'dan gelen Türkistanlı, Kazakistanlı, Azerbaycanlı, Kırımlı Türk ya
da Tatar göçmenler kendilerini Pan Slavizm'in kurbanı olarak
gördüklerinden ve yüreklerinde bir özlem taşıdıklarından, kuramsal
olarak en ateşli Türkçü (Turancı) olmuşlardır.
Akın akın Türkiye'ye geldiler
Kafkas, Tatar, Türkmen ve Kırımlı pek çok Türk, Sovyetlerin baskısından
kurtulmak ve siyasal faaliyetlerini yürütmek için Türkiye'ye göç
etmişlerdir. Bunlardan Cafer Seydahmet, Türkistanlı Osman Hoca ve
Mustafa Çokay, İdil-Ural Tatarlarından Ayaz İshakî, Kuzey Kafkaslı Sait
Şamil, Azerbaycanlı Mehmet Emin dir.